8 Aralık 2013 Pazar

Gaemjeong Belsoli -11.Bölüm-


                Chunghee’nin üç saattir yaptığı tek şey elinde kolyeyle oynamak olmuştu.  13 defa parmağına dolamı, 28 kez döndürmüş, 6 kez de havaya atıp tutmuştu. Ve bakmaya devam etmişti. Artık düşünmekten kafası bulanmış, beyni durmuştu. O bu şekilde orada oturmaya ve kolyeyle oynamaya devam edebilirdi ama kapı çalmıştı.
                Ağır hareketlerle kalkıp kapıyı açtı. Ama karşısındaki kişi hiç beklemediği biriydi.

***

                Jimin sözleştikleri yere gittiğinde Jinyoung kitap okuyordu. Onları görünce hemen kitabı kapattı. Abisinin ise gözleri uzaklara dalmıştı.  Fark etmesi zaman aldı. Jimin yavaşça selam verdi ve Jinyoung’un karşısına oturdu. Bu sırada abisi onu fark etmiş ve anlamlı anlamlı bakmaya başlamıştı. Jimin bu bakışların altında yatan gerçeği biliyordu ve bu durumu daha da tatsız hale getiriyordu. Üstelik Jimin yalnızdı. Hana gelememişti çünkü acil bir işi çıkmıştı.
                Jinyoung sesini çıkarmadan gözlerini Jimin’e dikti. Jimin irkildi;
-“Ne-neden bakıyorsun?”
-“Asıl sen neden söylemedin?” diye sordu Jinyoung.
Jimin boş gözlerle baktı ona… Jinyoung ekledi:
-“Seni sevdiğimi.”

***

                Kyuhan eve geldiğinde kapısının aralık olduğunu gördü. Önce derin bir endişe kapladı içini ama sonra kendisinin çıkarken kapıyı çekmeyi unutmuş olduğunu hatırladı. İçeri girdiğinde ise karşısında hiç beklenmedik biri vardı.
               
                Hana çantası kolunda, masaya dayanmış bir şekilde ona bakıyor. Yüzü oldukça ifadesizdi. Kyuhan bir saniye için sendeledi ve çok geç kalmamış olmayı umdu.
-“Ha-Hana? Burada ne işin var?”
-“Ödünç aldığım kitabı geri vermek için gelmiştim. Kapıyı açık görünce evde olduğunu düşünüp girdim. Ama yoktun.”
Hana’nın yüzü hala ifadesizdi. Kyuhan gülümsemeye çalıştı.
-“De-demek öyle.” Hana ağır hareketlerle radyoya yürüdü.
-“Güzel radyo…”
-“Büyükannemden kaldı.”
-“Ne hoş… Ama benim sorum bu değildi.”
Elini kendi albümleriyle dolu olan rafa uzattı:
-“Bunlarla ne yapıyorsun?” diye sordu. Yürümeye devam etti ve tuvallerin önünde geldi:
-“Ya da vazgeçtim… Şuna cevap ver; bütün bunlar ne demek oluyor?”

Odadaki bütün tuvallerde Hana’nın resmi vardı. 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder