3 Şubat 2014 Pazartesi

You Say Goodbye, I say Hello #1



Üniversite benim “Rönesans”ım olacaktı.

Caddenin ortasında durup, insanlar seyrederken düştüğüm karamsarlığa en kötü anlarımda bile düşmemiştim. Annemin hüngür hüngür ağladığı, abimin evden kaçtığı ya da babamın evi terk ettiği zaman bile. İntihar etmeye çalışırken bile hissetmemiştim bu acıyı… Milyarlarca insandan sadece biri olmanın verdiği zayıflık hissi hepsinden daha çok yıkıyordu benliğimi. Ama sanki üniversiteye gittikten sonra benim için her şey değişecek gibi geliyordu. Sanki o zaman önemsiz biri olmaktan kurtulacaktım. Böyle bir fikre neden ve nasıl kapıldım bilmiyorum ama insan ümit etmek istiyor ve bunun için de bir sebep arıyor. Yaptığım kendimi kandırmak bile olsa buna razıyım. Şimdilik.

Yeniden doğuşumun öncesinde sıkı bir hazırlık süreci vardı. Kurtuluş olarak gördüğüm bu şeye ulaşmak için her şeyi yaptım. Sözde arkadaşlarım her gece partilerde ot içerken evde oturup ders çalışırdım. Bunu yaptıkları için onları kınıyor değilim. Önceden benim de tek yaptığım buydu. Sonra biri girdi hayatıma… Ve her şeyi değiştirdi. Bambaşka biri oldum. Neden, nasıl ya da ne zaman? Bilmiyorum. Birine aşk ve nefreti, aynı anda duymak nasıl mümkün olabilirmiş onunla öğrendim. Ve bir gün geldiği hızla gitti. Geriye kimsesiz ve çaresiz bir ben bıraktı. Onsuz geçen zamanlarımda neler anlatmak istediğini daha iyi anladım ve sanki hala yanımdaymış gibi onunla konuştum. Ve üniversiteyi yeniden doğuş olarak görmeye de o zaman başladım. Kim bilir belki de onu bulurum ümidiyle tutundum bu hayale… Ama ne fark eder? O gitmişti ve gidene kadar ben hislerimin bile farkına varamamıştım. Üzerinden yıllar geçti ama hala rüyalarımda onu görüyorum. Kaç yıl daha günbatımı, deniz, gece ve yağmur onu hatırlatacak bana? Bir yanım onu unutmak istiyor, diğer yanım ise onsuz boş bir insan olacağımı söylüyor.

Ben düşünceler beynimi kemirdiğinde onları bir kenara itip masanın başına oturuyorum. Onlar ise düşüncelerden kurtulmak için beyinlerini uyuşturmayı tercih ediyorlar. Kaçtıkları için onları suçlayamam. Çünkü farklı görünsek de aslında hepimiz aynı sığ ve korkak insanlarız.



***BİR AY SONRA***


1996’nın Mayıs ayında üniversitenin kapısından girdim.
Bana eşlik edecek bir arkadaşım ya da benim için endişelenecek bir ailem olmadan. Ve buraya gelmeme neden olan o olmadan… Bununla birlikte yalnız olacağımı zaten biliyorum. Onunla hayal etmiştim ama bunun sadece bir hayal olduğunun farkında olacak kadar aklım başımdaydı.

Philadelphia’nın hoşuma gittiği söylenemez ama burada sevmeye başlasam daha iyi olacaktı. Ya da bunun yerine az sonra gireceği mülakatım düşünsem… Kolay olmayacağı kesindi çünkü. Nitekim mülakat başladığında aklım hala başka yerdeydi.
-“Bayan Stillness?”
-“Buyurun...”
-“Beni dinlediğiniz emin olmak istedim. Hım… 18 yaşında, Florida’dan… Bilmem ne lisesi mezunu. Okul birincilikle bitirilmiş, kimya olimpiyatlarında birincilik, satranç turnuvasında ikincilik, ülke genelinde dört komposizyon yarışmasını kazanmışsın… Peki bu ne? Müzik geçmişi?”
-“Lisedeyken bir grupta vokalist olarak yer almıştım.”
-“Hım… Bunun özgeçmişinde yer alması gerektiğine nasıl karar verdin?”
-“Benim için önemliydi.”
-“Senin için önemli olan her şeyi yazdın mı?”
-“Yazmak isterdim.” 
-“Geldiğin yere göre iyi bir geçmişe sahip olduğunu düşünüyorsun.”
-“Mülakata kabul edildiğime göre bu sizin de düşünceniz olmalı.”
-“İlgimizi çekenleri kabul ettik.”
-“İlginizi çekebildiğime sevindim.”

-“Şimdi… Bana öyle bir şey söyle ki senden daha iyi olanlar yerine seni seçeyim.”
-“Benden daha iyi olanlar… Mesela?”
-“Mesela bu sabah görüştüğüm İngiliz kız. Özel bir okuldan birincilikle mezun olmuş, fizik olimpiyatlarında derece ve şimdiye kadar sadece kendine ait resimlerden oluşan 4 sergi açmış.”
-“Resim müzikten daha mı üstün?”
-“Hayır tabi ki.”
-“Öyleyse özel liseden mezun olmuş olması?”
-“Ha-hayır.”
-“Zengin bir baba üniversiteye girmenin daha kolay bir yolu mu?”
-“Konuyu değiştirmeyelim lütfen, hala senden istediğim şeyi bana söylemedin.”
-“Peki, şuan sizin yaptığınız nedir? Her neyse, sorunuza cevap vereceğim. Dağılmış bir ailede büyüdüm. Bu başıboşlukla genç bir kızın eğlence adına yaşabileceği ne varsa yaşadım. Bunların hiçbiri beni doyurmadı.  Kendimi sadece ve sadece gelişmeye adadım. Hayatımın bundan sonrasında da başka bir şey yapmayacağımdan emin olabilirsiniz. Çünkü ilgimi çeken hiçbir şey yok. Sistemin yaratmak istediği türden, duyguları olmayan bir robotum. Bu yüzden sorun çıkararak üniversitenin adını kirletme ihtimali bulunanlar yerine okulun reklamını yaparken kullanabileceğiniz beni seçin.”

***

4 yorum:

  1. İyi cevap. :D

    Yazılarına, hikayelerine gerçekten bayılıyorum. :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederiiim!!!
      Okuyan ve beğenen birileri olduğunu öğrenince inanılmaz mutlu oluyorum ^.^

      Sil
  2. Sana Jay Park'tan bir Welcome gönderiyorum Paul (klibi değil ama dshgfdj) Kambek'in çok iyi olmuş bekliyorum devamını!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şarkıyı çok seviyorum, klibi mühim değil zaten adasds :D
      Devamı bugün gelecek :'')

      Sil