Üniversite
benim “Rönesans”ım olacaktı.
Caddenin
ortasında durup, insanlar seyrederken düştüğüm karamsarlığa en kötü anlarımda
bile düşmemiştim. Annemin hüngür hüngür ağladığı, abimin evden kaçtığı ya da
babamın evi terk ettiği zaman bile. İntihar
etmeye çalışırken bile hissetmemiştim bu acıyı… Milyarlarca insandan sadece
biri olmanın verdiği zayıflık hissi hepsinden daha çok yıkıyordu benliğimi. Ama
sanki üniversiteye gittikten sonra benim için her şey değişecek gibi geliyordu.
Sanki o zaman önemsiz biri olmaktan kurtulacaktım. Böyle bir fikre neden ve
nasıl kapıldım bilmiyorum ama insan ümit etmek istiyor ve bunun için de bir
sebep arıyor. Yaptığım kendimi kandırmak bile olsa buna razıyım. Şimdilik.
Yeniden
doğuşumun öncesinde sıkı bir hazırlık süreci vardı. Kurtuluş olarak gördüğüm bu
şeye ulaşmak için her şeyi yaptım. Sözde arkadaşlarım her gece partilerde ot
içerken evde oturup ders çalışırdım. Bunu yaptıkları için onları kınıyor
değilim. Önceden benim de tek yaptığım buydu. Sonra biri girdi hayatıma… Ve her
şeyi değiştirdi. Bambaşka biri oldum. Neden, nasıl ya da ne zaman? Bilmiyorum. Birine aşk ve nefreti, aynı anda duymak nasıl
mümkün olabilirmiş onunla öğrendim. Ve bir gün geldiği hızla gitti. Geriye
kimsesiz ve çaresiz bir ben bıraktı. Onsuz geçen zamanlarımda neler anlatmak
istediğini daha iyi anladım ve sanki hala yanımdaymış gibi onunla konuştum. Ve
üniversiteyi yeniden doğuş olarak görmeye de o zaman başladım. Kim bilir belki
de onu bulurum ümidiyle tutundum bu hayale… Ama ne fark eder? O gitmişti ve
gidene kadar ben hislerimin bile farkına varamamıştım. Üzerinden yıllar geçti ama hala rüyalarımda onu görüyorum. Kaç yıl
daha günbatımı, deniz, gece ve yağmur onu hatırlatacak bana? Bir yanım onu
unutmak istiyor, diğer yanım ise onsuz boş bir insan olacağımı söylüyor.
Ben
düşünceler beynimi kemirdiğinde onları bir kenara itip masanın başına
oturuyorum. Onlar ise düşüncelerden kurtulmak için beyinlerini uyuşturmayı
tercih ediyorlar. Kaçtıkları için onları suçlayamam. Çünkü farklı görünsek de aslında hepimiz aynı sığ ve korkak insanlarız.
***BİR AY SONRA***
1996’nın
Mayıs ayında üniversitenin kapısından girdim.
Bana
eşlik edecek bir arkadaşım ya da benim için endişelenecek bir ailem olmadan. Ve buraya gelmeme neden olan o olmadan…
Bununla birlikte yalnız olacağımı zaten biliyorum. Onunla hayal etmiştim ama
bunun sadece bir hayal olduğunun farkında olacak kadar aklım başımdaydı.
Philadelphia’nın
hoşuma gittiği söylenemez ama burada sevmeye başlasam daha iyi olacaktı. Ya da
bunun yerine az sonra gireceği mülakatım düşünsem… Kolay olmayacağı kesindi
çünkü. Nitekim mülakat başladığında aklım hala başka yerdeydi.
-“Bayan Stillness?”
-“Buyurun...”
-“Beni dinlediğiniz emin
olmak istedim. Hım… 18 yaşında, Florida’dan… Bilmem ne lisesi mezunu. Okul
birincilikle bitirilmiş, kimya olimpiyatlarında birincilik, satranç
turnuvasında ikincilik, ülke genelinde dört komposizyon yarışmasını kazanmışsın…
Peki bu ne? Müzik geçmişi?”
-“Lisedeyken bir grupta
vokalist olarak yer almıştım.”
-“Hım… Bunun özgeçmişinde
yer alması gerektiğine nasıl karar verdin?”
-“Benim için önemliydi.”
-“Senin için önemli olan
her şeyi yazdın mı?”
-“Yazmak isterdim.”
-“Geldiğin yere göre iyi
bir geçmişe sahip olduğunu düşünüyorsun.”
-“Mülakata kabul
edildiğime göre bu sizin de düşünceniz olmalı.”
-“İlgimizi çekenleri kabul
ettik.”
-“İlginizi çekebildiğime
sevindim.”
-“Şimdi… Bana öyle bir şey
söyle ki senden daha iyi olanlar yerine seni seçeyim.”
-“Benden daha iyi olanlar…
Mesela?”
-“Mesela bu sabah
görüştüğüm İngiliz kız. Özel bir okuldan birincilikle mezun olmuş, fizik
olimpiyatlarında derece ve şimdiye kadar sadece kendine ait resimlerden oluşan
4 sergi açmış.”
-“Resim müzikten daha mı
üstün?”
-“Hayır tabi ki.”
-“Öyleyse özel liseden
mezun olmuş olması?”
-“Ha-hayır.”
-“Zengin bir baba üniversiteye
girmenin daha kolay bir yolu mu?”
-“Konuyu değiştirmeyelim
lütfen, hala senden istediğim şeyi bana söylemedin.”
-“Peki, şuan sizin
yaptığınız nedir? Her neyse, sorunuza cevap vereceğim. Dağılmış bir ailede
büyüdüm. Bu başıboşlukla genç bir kızın eğlence adına yaşabileceği ne varsa
yaşadım. Bunların hiçbiri beni doyurmadı. Kendimi sadece ve sadece gelişmeye adadım.
Hayatımın bundan sonrasında da başka bir şey yapmayacağımdan emin
olabilirsiniz. Çünkü ilgimi çeken hiçbir şey yok. Sistemin yaratmak istediği
türden, duyguları olmayan bir robotum. Bu yüzden sorun çıkararak üniversitenin
adını kirletme ihtimali bulunanlar yerine okulun reklamını yaparken
kullanabileceğiniz beni seçin.”
***
İyi cevap. :D
YanıtlaSilYazılarına, hikayelerine gerçekten bayılıyorum. :))
Teşekkür ederiiim!!!
SilOkuyan ve beğenen birileri olduğunu öğrenince inanılmaz mutlu oluyorum ^.^
Sana Jay Park'tan bir Welcome gönderiyorum Paul (klibi değil ama dshgfdj) Kambek'in çok iyi olmuş bekliyorum devamını!
YanıtlaSilŞarkıyı çok seviyorum, klibi mühim değil zaten adasds :D
SilDevamı bugün gelecek :'')